29 Ekim 2007 Pazartesi

KONTROLLÜ ANA ARI ÜRETİMİ







Bir çok arıcımızın merak ettiği kontrollü ana arı üretimini ( Arıcılarımızın anladığı dilde) bölümler halinde anlatmaya çalışacağım.. her bölüm sırasında varsa soruların bunları da buraya ekleyerek ilerlersek konu daha anlaşılır olacaktır.
Normal koşullarda bir arı kolonisi ana arısını yitirdikten sonra koloni kendisine yeni bir ana arı yetiştirmektedir. Ticari veya diğer bir deyişle kontrollü ana arı üretiminin başlangıç noktası da budur.
Ana arı üretimi yapmak için bazı özelliklere sahip kolonilerinizin olması gerekir, şimdi bu kolonileri ve özelliklerini görelim daha sonra bu kolonilerin nasıl ne şekilde kullanıldığını göreceğiz. İşleyeceğimiz konular şunlardır: BAŞLATICI KOLONİ, BİTİRİCİ KOLONİ, DAMIZLIK KOLONİ, ERKEK ARI KOLONİSİ, DESTEK KOLONİLERİ, ANA ARI YÜKSÜĞÜ HAZIRLAMA, ANA ARI ÇİFTLEŞTİRME KUTULARI, LARVA AŞILMA YÖNTEMLERİ, KUTULARIN ARILANDIRILMASI,KUTU KONTROLLERİ, ANA ARININ TOPLANMASI, ANA ARILARIN KALİTE KONTROLÜ, SÜREKLİ ÜRETİM ORAGANİZSYONU, ANA ARILARIN KOLONİYE KABUL ETTİRİLMESİ, ANA ARI SATIN ALIRKEN DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN HUSUSLAR, ÜRETİM İZNİ VE PROSEDÜRLER







BÖLÜM: 1

BAŞLATICI KOLONİ: başlatıcı koloni sayısı üretim kapasitenize işinizin yoğunluğuna göre değişkenlik göstermektedir.
ÖZELLİKLERİ:
Başlatıcı kolonin en önemli özelliği ana arısız koloni oluşudur.
genetik yapı olarak oğla meyilli arılar başlatıcı koloni olarak seçilmesinde fayda bulunmaktadır.
Bu koloni 8-9 çerçeve genç arı yoğunluğuna sahip içindeki çerçeve adedi 6 olmalıdır.
1 adet çerçeve ballı polenli olmalı diğer çerçeveler kapalı yavrulu ve açık yavrulu çerçevelerden oluşmalıdır.
Bu koloni üretim aşamasında her gün polenli arı keki ve şurupla yemlenmelidir.
Bu koloni 2- 3 günde bir kontrol edilerek oluşan ana arı gözleri imha edilmeli.
Bu kolonide 2-3 günde bir ana arı kontrolü yapılmalı, ana arı varsa imha edilmeli
5-6 günde bir bu kolonideki fazla ballı polenli çerçeveler alınarak yerine kapalı ve açık yavrulu çerçeveler verilmelidir.
Aynı koloniler başlatıcı koloni olarak maksimum 4 hafta kullanılmalı.
Başlatıcı koloniler daha çok İtalyan, Muğla ekotipi veya karniyol menşeili arılardan olmasında yarar bulunmaktadır.
KULLANIM ALANI:
Ana arı yüksüklerine aşılanan larvaların ilk bırakıldığı kolonidir
Bu aşılanan larvalar 24 saat burada bekletilmektedir.
KULLANIM ŞEKLİ:
bir koloniye en fazla 60-70 yüksük verilmeli
bu ana arı yüksüklü çerçeveler en dışa değil ve iki aynı çerçeve yan yana gelmeyecek şekilde yavrulu çerçeveler arasına bırakılmalıdır.
24 saat sonra ana arı yüksükleri bu kolonilerden alınıp yeniden yeni ana arı yüksükleri verilir.

BİTİRİCİ KOLONİ: bitirici koloni sayısı başlatıcı koloni sayınızın 5 katı olmalıdır.
ÖZELLİKLERİ:
bu koloni genç ana arılı iki katlı bir kolonidir.
Kuluçkalık la 2. kat arasında ana arı ızgarası bulunur ve ana arı kuluçkalıkta hapsedilmiştir.
genetik yapı olarak oğla meyilli arılar başlatıcı koloni olarak seçilmesinde fayda bulunmaktadır.
Bu koloni üretim aşamasında her gün polenli arı keki ve şurupla yemlenmelidir
2. katta bir çerçeve ballı polenli, açık ve kapalı 5 çerçeve bulunmalıdır. Koloni 16 çerçeveli ama 18 çerçevelik arı yoğunluğuna sahip olmalı
5-6 günde bir 2. kattaki ballı boş çerçeveler kuluçkalığa indirilip kuluçkalıktan yukarıya yavrulu çerçeve çıkarılmalı ( açık- kapalı yavru) kuluçkalıkta ana arı iyi kontrol edilmeli ana arını yukarıya yanlışlıkla çıkması önlenmelidir.
bitirici kolonilerde başlatıcılar gibi daha çok İtalyan, Muğla ekotipi veya karniyol menşeili arılardan olmasında yarar bulunmaktadır.
KULLANIM ALANI:
başlatıcı kolonide kabul edilen larvaların bırakıldığı kolonilerdir
bu kabul edilen ana arı yüksükleri 9 gün bekletilmektedir. 9 günün sonunda bunlar bitirici kolonilerden alınmalıdır.
KULLANIM ŞEKLİ:
Bir bitirici koloniye en fazla 50 adet ana arı yüksüğü verilmelidir
bu ana arı yüksüklü çerçeveler en dışa değil ve iki aynı çerçeve yan yana gelmeyecek şekilde yavrulu çerçeveler arasına bırakılmalıdır.
Bu yüksükler kapanmış halde aşılama tarihinden 10 gün sonra bitiriciden alınırlar, 1 gününü başlatıcıda 9 gününü bitiricide geçirirler. Bitiriciden alındıktan sonra buraya yeni yüksükler verilebilir.

DAMIZLIK KOLONİ: Temin durumunuza göre adedi sizin tarafınızdan belirlenecek bir kolonidir. Bazen 1 koloni yetebilirken bazen 10 koloni bile yetmeyebilir.
ÖZELLİKLERİ:
damızlık koloni genç ana arılı olmalıdır
bu koloni kesinlikle saf bir hat tan olmalıdır
Bu kolonin bal verimi yüksek olmalıdır. ( genetik açıdan)
Uysal bir koloni olmalıdır.
Bal üretimini düşünüyorsak bu koloni oğula meyilli olmamalıdır.
Hastalık ve zararlılara karşı dirençli olmalıdır.
Normal 9- 10 çerçevelik bir kolonidir.
NOT: bütün bu özelliklere sahip kolonilere ulaşmanız zor olduğunu biliyorum, bunun için, saf bir hattan olmasına dikkat edin öncelikle gerisi teferruattır.
KULLANIM ALANI:
bu koloni genç larva kaynağıdır.
Bu kolonilerden 1 günlük genç larvalar alınarak ana arı yüksüklerine aktarılır.
KULLANIM ŞEKLİ:
Aşılama tarihinden 4-5 günce damızlık koloniye temiz hafif esmer renkte bir çerçeve ana arının yumurta ata bileceği yavrulu bir yere bırakılır. Ve 4 gün sonra bu çerçevede çok sayıda 1 günlük larva hazır edilmiş olur.

28 Ekim 2007 Pazar

BAZI ÖNEMLİ BALLI BİTKİLER

LAVANTA
NARENCİYE : Narenciyebitkileri arasında portakal ve limon arılar için önemli nektar kaynaklarıdır.Ülkemizde Akdeniz ve Ege bölgelerinde geniş alanlarda kültüre alınmıştır.Balı kendine has hoş kokulu olup C vitamini bakımından zengindir.




KEKİK: Ülkemizde yaygınolarak yetişen bir bitkidir. Bu bitkinin beş farklı türü ballı bitkiolarak bilinmektedir. Yol kenarlarında, tepelerde ve dağlarda yetişen kekikhoş kokuludur ve çok yıllıktır. Kekik bileşiminde "timol" içerenuçucu bir yağ vardır. Çiçeklenme dönemi Mayıs başından Ağustos sonunakadar devam eder. Bu tür ülkemizde Ankara, Amasya, Çankırı, Kastamonu,Bolu, Trabzon ve Kütahya'da doğal olarak yetişir. Kekik balı açık altınsarısı renktedir. Tadı ve aroması çok güzeldir. Kekik balı enzim içeriğibakımından çok zengindir.



KESTANE: ÜlkemizdeKaradeniz, Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde doğal olarak yetişir.Haziran-Temmuz aylarında çiçeklenen kestaneden elde edilen balın rengi koyukahverengi olup acımsı ve kendine özgü keskin bir kokusu vardır. Tıbbîballar arasında kabul edilen kestane balı geç kristalize olur. Farenjit, astım,kansızlık durumlarında iyileştirici özelliği vardır.





















ARI OTU: Erken ilkbaharda bölge arıcılığı için gerekli polen ve nektar kaynağı sağlama bakımından son derece uygun bir bitkidir. Arı otu Hydropllaceae familyasından ve Phacelia cinsinden tek yıllık bir tür olup, dik olarak gelişmekte ve 60-100 cm kadar boylanmaktadır. Sapın üzeri dikenimsi tüylerle kaplıdır. Yapraklar sap üzerinde almaşıklı olarak dizilidir. Çiçek salkımları sapın daha üst boğumlarından çıkmaktadır. Bir çiçek salkımında çiçeklenme, salkımın alt kısmından başlamakta ve yaklaşık bir hafta sürmektedir. Çiçeklenme süresi bir bitki için 1 ay, bir tarla için ise 1,5-2 aydır. Bu derece geniş bir çiçeklenme seyri, hemen hemen çoğu tarla bitkisinde görülmemektedir. Çiçekleri genellikle mor renkli, bazen sarı- beyaz renklidir. Yapılan araştırmalar 1 m2 alanda 3500-4000 adet çiçek oluşturabileceğini göstermiştir. Arı otu balarılarının nektar ve polen kaynağı olarak dünyanın en üstün 20 bal bitkisi içerisinde yer almakta; ABD, Almanya, Rusya ve Yugoslavya gibi ülkelerde bal arılarının yararlanılması amacıyla yetiştirilmektedir. Arı otundan Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde Arı merası olarak yararlanılmaktadır.






IHLAMUR: (Tiliaceae) familyasından Tilia cinsini oluşturan ağaç türlerine verilen ad.
Boyları 20-30 m'ye kadar ulaşabilir. Büyüklüğü 5-10 cm arasında değişen yaprakları genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır. Sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. Çok geç açan bu çiçekler (Haziran-Temmuz) kurutularak çay gibi içilir. Açık renkli hoş kokulu güzel bir balı olur, ülkemizde en yaygın olarak Yalova ve Artvin illerinde bulunmaktadır.







SONBAHAR BAKIMI VE BESLEMESİ






ARI KOLONİLERİNDE SONBAHAR BAKIMI VE KIŞA HAZIRLIK

Arıcılıkta sonbaharda yapılan bakım ve besleme bir sonraki yılın kolonilerin yaşamasının en önemli koşuludur. Arılarda kış kayıplarını azaltmak tamamen sonbahar bakımı ile ilgilidir. Bal hasadı yapıldıktan sonra kolonilerde sonbahar bakımı ve kışa hazırlık işleri başlar. Arılar kendi doğal döngüsü çerçevesinde kendisini doğadan gelen bal, polen durumuna paralel olarak, ekolojik şartlara göre kendini ayarlar. Bizler kolonilerden bal ve diğer arı ürünlerini alarak aslında onların doğal döngüsünü bozmaktayız, ondan dolayı arıların bize sağladığı bu faydalar karşılığında en azından bizlerde bunun karşılığı olan işlemleri yaparak onun yaşamsal döngüsüne katkıda bulunmalıyız. Kışı en az kayıp ile atlatabilmek için, her kolonide kondüsyon durumu, ana arının varlığı ve yaşı, kolonin bal miktarı, hastalık ve zararlılar ile ilgili tespitler koloni kartlarına işlenerek değerlendirme yapılmalıdır.


ANA ARININ YENİLENMESİ

Bal hasadı yapıldıktan sonra, yıl boyunca yıpranmış olan ana arılar değiştirilir. Gezgin arıcılık yapan arıcılar yıl içinde birkaç farklı bölgeye arılarını götürmeleri sonucu ana arıların yumurta bırakma yetenekleri ve sperm kesesindeki sperm sayıları azalır, bundan dolayı gezgin arıcılar her yıl ana arı yenilemelidirler. Sabit arıcılar ise iki yılda bir ana arı yenilemeleri gerekmektedir. Her yıl ana arı yenileyen arıcıların daha iyi verimli arıcılık yaptıkları gözlenmektedir.
Yaşlı ve verimsiz ana arılar; verimli, genç, ırk özelliği bilinen ana arılar ile değiştirilmelidir. Uygulama kovan kondüsyonu dikkate alınmak suretiyle tekniğine uygun şekilde yapılmalıdır. Ana arı yenilemede yeni ana arıya, yeni kuşak işçi arı üretecek kadar zaman aralığı tanınmalıdır. Böylece koloniler güvenle kışa girer, ilkbaharda ana arı kaybı ya da bal sezonun da oğul verme eğilimi daha az olur. Bu işlem arıcılık ta çok önemlidir. Bal hasat edilince her şey bitmemektedir. Ana arı, bir arı kolonisinin bütün kalıtsal karakterlerine yön veren bireydir. Bütün genetik stok ana arıda bulunmaktadır.

SONBAHARDA KOLONİ BAKIMI
Bir koloni, ana arısı, 15-20 bin genç işçi arısı ve kovanda yeterli balı bulunursa dengeli bir kışlama yapabilir, işçi arılar genç değillerse kış süresince ömrü dolanlar ölür ve koloni de çok fazla ergin arı kaybı meydana gelir. Kış salkımını oluşturacak sayıda işçi arı mevcudu yoksa bu koloniler kış şartlarına dayanamazlar, ilkbahara ulaşmış olsalar bile yeterli gelişimi olamaz ve kötü hava koşullarında ölürler. Kış şartları uzun geçen bölgede arıcılık yapanlar, bal hasadını sezon bitiminde arılar yağmacılığa başlamadan önce yapmalılar. Arılara kendilerini kışa hazırlama zamanı bırakılmalıdır.
Arıların uçuş yapmadığı zaman diliminde kovan çerçevelerinin kontrolü yapılmamalı çünkü sonbahar da arılar çerçeveler arasında propolis bağlantıları yapar, olası kontrolde bu bağlantılar kopar, arılar kendini toparlayamaz. Bu kontrollerin mutlaka aktif dönem de yapılması gerekir.
Yeterli kondüsyona sahip olmayan koloniler birleştirilmeli, zayıflık nedeniyle kışın ölecek iki koloni yerine güçlendirilmiş bir koloni kışa hazırlanmalı, zayıf kolonilerden birisinin ana arısı alınmak suretiyle birleştirme yapılmalıdır. İyi bir sonbahar hazırlığı yapılmalı, 7 çerçeveyi doldurulan arı mevcudu ile koloni kışlatmaya alınmalıdır. Kovandaki boş gereksiz çerçeveler alınmalı koloniler bölme tahtasıyla çok iyi sıkıştırılmalı ve kovan kalın kovan örtü bezleri ile sarılmalıdır.
Koloniler çok güçlü ise bal hasadı sonrası bölme oğul elde edilir. Bu bölme oğulda mutlaka çiftleşmiş genç ana arı kullanmak gerekir.





KOLONİNİN BAL İHTİYACININ BIRAKILMASI

Her koloninin kışı rahat geçirebilmesi için kovanda yeterli miktarda bal bulunması gerekmektedir. Konaklanan yöre neresi olursa olsun, kovanda bulunması gereken bal, her çerçeve arı için bir çerçeve baldır. Arılarla kaplı çerçevede, en az 2 kg bal bulunmalıdır. Bu balların, arının salkımı kuracağı, çerçevenin orta alt bölümü olan alanın dışında, tamamının sırlı olması gerekir. Kışın arılar tarafından kolonilerde, arıların salkımda olduğu zamanlarda salkım ısısı ayarlanır. Ancak salkım dışında kalan kovan içi ısısı arılar tarafından ayarlanmaz. Açık balla kışlatılan kolonilerde oluşan rutubet açık petek gözlerindeki bal tarafından absorbe olur. Balda su oranı yükseleceği için ekşime başlar. Bu durumda arıların beslenmesinde olumsuz meydan getirir. Ayrıca kovanda 1-2 adet polenle dolu çerçeve bulunması, arıların erken gelişmelerinde oldukça yararlıdır. Arıların uçuş yapmadığı, ancak yavru gelişiminin devam ettiği erken ilkbaharda bu polenli ve ballı çerçeveler koloni gelişmesinde sürekliliği sağlar. Kovanda bulunan bala, kış süresince arıların salkımda hareket ederek ulaştıkları ve beslendikleri bilinmektedir. Balı yiyen arılar salkım dışı sıcaklığını 17 derece civarında tutar. Bu ısı yavrusuz dönemde arıların kışlaması için yeterlidir. İşçi arılar bal yemek suretiyle salkım ısısını korurlar. Arıların kış süresince yiyeceği balın çiçek kaynaklı olması önemlidir. Petek gözünde granüle olan ayçiçeği, pamuk kaynaklı balları kışlama da kullanmak tercih edilmemektedir.


SONBAHAR BESLEMESİ
Bal hasadında, yeterli balın bırakılması kesinlikle sağlanmalıdır. Arının tüm balını alıp arıya şurup vermek suretiyle bal stokları sağlamak yöntemi doğru bir uygulama değildir.
Sonbahar da yapılacak şuruplamalar da kullanılan şeker, kovan başına toplam 1-2 lt civarında olmalı ve bu uygulama 2 gün ara ile 5-6 defada yapılmalıdır. Şurupla besleme, arıların polen getirdiği ve uçuş yaptığı zamanlarda uygulanmalıdır. Sonbaharda arıya verilecek şurup 2 birim şeker 1 birim su dan yapılmalıdır. Sonbaharda arı yemi açısından geç sonbaharda şurup kesilip arı keki verilmelidir. Arının çiçekten almış olduğu bal özünün yarısına yakınını su teşkil etmektedir. Arı kendi stoğun da bulunan balı kullanırken sulandırıp yer, doğadan topladığı bal özünü depolarken inverte eder ve su oranın %17’nin altına indirir ve bal halinde peteklere depolar, üzerlerini sırlar. Aşırı beslemede şekeri bala çevirmek için işçi arılar invertase enzimini kullanır. Bu enzim işçi arıların kitin tabakasının altında bulunan yağ-protein stokları kullanılarak elde edilir. Doğadan polen gelmiyorsa enzim yapımını sürdüremez, dolayısıyla işçi arılar çok kısa zamanda yaşlanır, yıpranır. Böyle bir uygulama yapıldığında şekeri bala çevirmekten yorulan arılar kış süresince sağlıklı kalamaz ve ölürler. Doğadan yeterli polen gelmiyorsa polenli kek, süt tozu ve ya arı vitamini ile kek karışımları hazırlanmalıdır. İlkbaharda yeni işçi arılar çıkacağı için bu yöntemle beslemede süreklilik sağlanabilir.

Arılarda beslenme fizyolojisini bilmeyen ya da önemsemeyen arıcılarında arılarında kış ölümleri fazla olmaktadır. Arıların en iyi besini, kendi yaptığı bal, ve doğadan topladığı polendir. Kuluçkalık tan hiç bal alınmamalıdır.




HASTALIK KONTROLÜ VE VARROA İLE MÜCADELE
Bir kolonide hastalık şüphesi varsa örnek alınmak suretiyle kesin teşhis yaptırılmalı, buna göre ilaçlı mücadele gidilmelidir. Gelişigüzel ilaçlar kullanmak bal mumunda ve arının yiyeceği balda birikme yapacak, bu durum da bal satışında olumsuzluk yaratacaktır. Tedavi de kullanılan ilaçlar reçetesine göre uygulanırsa sonuç alınır.
Varroa ile ilgili yapılması gereken mücadele oldukça önemlidir.
Yaz aylarında arılarda popülasyon artışı olur. Buna paralel olarak varroa paraziti de çoğalır. Bal hasadı yapıldıktan sonra kovanda yaşlı işçi arıların ölmesi ile kondüsyon azalmaya başlar.
Varroa parazitinin ölüm oranı daha az olduğundan kovandaki işçi arı miktarı 60.000 işçi arıdan, 20.000 arıya düştüğünde varroalar 20.000 arı üzerinde yoğunlaşmış olur. Bu dönemde mücadele yapmak gerekir. Eğer mücadele yapılmazsa kışa girecek genç kuşak işçi arılar varroa parazitinin tahribatına uğrar; güçsüz işçi arılar ile koloni kışa girer ve kışlama sağlıklı olmaz. Bunu önlemek için;
a) arının ve varroanın biyolojisi hakkında yeterli bilgi edinmek gerekmektedir. Varroa çoğalmasını petek gözlerinde arı larvalarından beslenmek suretiyle yapar. Ergin varroalardan bir kısmı da arının kanından emgi yapmak suretiyle beslenir. Yavru bulunan bir kolonide varroa parazitinin bir kısmı yavru gözlerinde bir kısmı da arılar üzerindedir.
b) Mücadele zamanını iyi seçmek, koloni de yavru ve bal varken mücadeleyi yapmamak gerekir. Yavrunun en az olduğu zamanlarda tarım ve köyişleri bakanlığı tarafında ruhsat verilmiş ilaçlarla mücadele yapılmalıdır.
c) Mücadele için uygun ilaçları seçmek, bilinçli ilaçlama yapmak ve varroa mücadelesinde % 90’ın üzerinde etkiye sahip ilaçları kullanmak suretiyle etkili sonuç alınabilir. Kovandaki varroa yoğunluğu % 1 in altına düşürülmelidir.
Varroa ile mücadelede kullanılan ilaçlar arıyı öldürmeyecek, bal ve balmumunda kalıntı bırakmayacak, ana arıya zarar vermeyecek ve varroa parazitini öldürecek yapıda olmalıdır.

KIŞLATMA YERİNİN SEÇİLMESİ
Bal arılarının aktiviteleri çevre şartları ile yakından ilişkilidir. Arılar hava sıcaklık 14 c altına indiğinde uçuş yapamazlar, 12 C ısıda ise salkıma geçerler. Arıların yerleştirileceği yerlere nakli, sıcaklık çok düşmeden önce yapılmalıdır. Soğuk bölgeden sıcak bölgeye arıları nakledebiliriz, ancak sıcak bölgeden soğuk bölgeye arı naklini kış döneminde kesinlikle yapmamak gerekir. Çünkü gidilen yerde çevre şartları arı biyolojisine uygun değildir. Kışlatma, bölgelere değişmekle birlikte yer seçimi kadar, arının ırkı, kovan tipi, arılığın düzenlenmesi de önemlidir. Kovanların konulduğu yerler güney ve güney doğuya bakan taban suyu düşük, göl ve ana yoldan uzak olmalıdır. Saçak altları, ağaç dipleri, soğuk ve gölgeli yerler seçilmemelidir.

KIŞLATMA DA KOVANIN ÖNEMİ
Kovanın yerleştirilmesi öne doğru hafif % 10 eğimli olmalıdır. Arılı çerçeve sayısına göre uçuş deliği açıklılığının her çerçeve arı için 1 cm olması uygundur. Kovan içinde üzerinde arı olmayan petekler alınmalı, boşluklar doldurulmalıdır. Uçuş deliğinin daraltılması, arıların aktif olduğu zamanlarda yapılmalıdır. Kovanda rutubet yapıcı etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Arılar kış döneminde havalandırma yapamazlar, çıkan karbondioksit gazının kolayca dışarı çıkması gerekir. Bu sebeple kovanda havalandırma deliği bulunmalıdır.




ARININ IRK ÖZELLİĞİ
Her yörenin, doğal şartlarına uyum sağlamış arıları vardır. Bunu kışlatma bölgesinde mutlaka dikkate almak gerekir. Aksi halde olumsuz sonuçlara katlanmak durumunda kalınır. Örneğin, muğla genotipi arıyı, kışı uzun geçen yörelerde kışlatamazsınız. Bu kolonileri orijinal iklim kuşağına nakletmek, kış dönemi için uygun olur.


19 Ekim 2007 Cuma

bu resim de gördüğünüz pudra veya un değildir, bu ANA ARI LARVA TOZU dur, bu toz da özellikle Çin de yaygın bir şekilde tüketilmektedir.....
bu görüntüdeki larvaların Çin de Alüminyum folyo ile paketlenip kilo kilo satıldığını ve yaygın bir şekilde tüketildiğini biliyormuydunuz?



17 Ekim 2007 Çarşamba

ANA ARI VE BAL DESTEKLERİNE DAİR

Değerli Arıcılarımız
Gündeminizde ana arı veya bal desteği olmamalı, ileri ülkeler gibi uzun vadeli yatırımlar yapalım.. arı ekotiplerimiz yok oluyor...bizden sonraki nesillere arı bırakamıyacağız..
birlikler bu konularla meşgul olmalı çünkü bir Ordu da ki Ens. ile Ardahan daki istasyonla bu işler asla çözülmez..
bende kampanya başlatıyorum ana arı ve bal teşviği kalkmalı diyorum.. bunların bir an önce kalkması lazım.. nasıl şimdi biz geçmişte yapılan koloni desteği ni olumsuz yönde eleştiriyorsak... bir kaç yıl sonrada ana arı ve bal desteğini eleştirecez..bu destek yüzünden şuanda ana arı diye çok farklı şeyler üretilmekte.. bu genetik olarak bir canlının yokedilmesinin ilk adımıdır..bunun artık görülmesi gerek..ama yok biz bugünü düşünüyoruz bizden sonrakilere bizden ne? diyorsanız.. yolunuz açık olsun devammmm

9 Ekim 2007 Salı

ARICILAR BİRLİĞİ NE YAPIYOR? NE YAPMALI

1998 yılında Yılın da Arıcılık bölümünde öğrenim görürken Arıcılığımızın en önemli sorunu örgütlenememe, birlik olamayışımızdır diye bize anlatılmaktaydı. Ve bu düşünceden hareketle akademisyenlerin telkiniyle Arı ve bal birlikler kurulmaya başlanıldı. Belki ilerde oğul arı yetiştiricileri birlikleri, polen üreticileri birlikleri veya arı sütü üreticileri birlikleri kurulur mu? Bilmem. Ama Bence biz daha birlik olamadan bölünmeye başladık, bu da bize gösteriyor ki biz birlik olamıyoruz çünkü ben halen neden Arı Yet. Birliği neden Bal Üretici Birliği var anlayabilmiş değilim. Her neyse
benim gördüğüm şu; Arı Yet. Birlikleri ana arı teşviği organizasyonu ve bal teşviği organizasyonu ile meşgul, bal üreticileri birlikleri de kuruluyor ki arı yetiştirici birliğinin elinden bu bal teşviği organizasyonu işini kapmaktır. Başka bir şey yok yani..
Birliğin adı her ne olursa olsun kesinlikle üretim yapmamalı, ana arı üretmemeli, satmamalıdır. Arı yetiş. Birliklerinin kuruluş mantalitesi. Arıcıları kayıt altına alma disipline etme en önemlisi BİRLİK te hareket edebilme reaksiyonunu göstermektir. Yani hangi birlik şunu yapıyor. Birliğin camına şöyle bir ilan asıyor ‘ değerli arıcılarımız bu yıl kurak geçti kolonilerinizi iyi besleyin ve şu tarihlerde toplu halde varroa ilaçlaması yapmanız uygundur.’ Deyip teknik elemanını oraya gönderip bunların yapılıp yapılmadığını gözlemliyor. Var mı böyle bir birlik.hangi birlik arılıklardaki uygulamaların da ortak hareketi gerçekleştiriyor, Ve üyeleri bunlara itibar ediyor mu?? Veya üyelerine x hattan olan ana arı yı kullanalım deyip hangi birlik ve üyeleri buna uyuyor var mı böyle bir birlik işte birlik budur. Birlik bir ana arıdan 2 ytl kazanmak değildir. Gelir kaynaklarını başka yönden bulucan. Çözüm çok

ARI YETİŞTİRİCİLER BİRLİKLERİNİN YAPMASI GEREKEN İŞLER
Birlik merkezinde sekreterya ve memurluk yapacak bir personel ile 1 teknik personel istihdam etmelidir.

  1. Birlik merkezinde bilgisayar ortamında veri tabanı oluşturarak her üyesini her bir kovanı için bir sayfa açılmalıdır. Ve her koloninin menşei bilinmeli, koloni ile ilgili bilgiler buraya kayıt etmeli. Bu tespitleri arıcı yapıp bu bilgileri birliğe ulaştırılmalı teknik eleman ise bunun doğruluğunu test etmelidir. Bilgiler memur tarafından işlenmelidir
  2. birlikler radikal kararlar alıp kendi bölgelerinde yerel ekotipleri varsa bu ekotiplerin olabileceği yerler izole edilmeli. Ve o bölgede bu arının seleksiyonu yapılmalı, ıslahını sağlamaya çalışmalıdır. Bu bölgelerde profesyonel üreticiler ile damızlık üretimi yapılmasına yardımcı olmalı, asla kendisi üretmemeli
  3. bölgesinin ekotipini üreticileri arasında yaygın bir şekilde kullanılmasını sağlamaya çalışmalıdır.
  4. birlik, üyelerinin kolonilerinin garantörü olmalı, sürekli üyelerini kolonilerini verim perfomansıyla hastalık ile mücadele konusunda yardımcı olmalıdır.