27 Şubat 2011 Pazar

Mersin'e çalışma ziyareti

28 şubat-4 mart tarihleri arasında çeşitli arıcılık çalışmaları için Mersin'deyiz.

25 Şubat 2011 Cuma

star gazetesi haberi

Karslı kadınlar organik bal üretecek

7 Ekim 2010 Perşembe, 15:45 GÜNCEL
Kars Kafkas Üniversitesi ile Marmara Grubu Vakfı işbirliğiyle AB Hibe Programı kapsamında hayata geçirildiği 'Balcı Kadınlar Projesi' ile işsiz 40 kadın organik bal üretimini öğrenecek.

AB hibe programı kapsamında Kafkas Üniversitesi ile Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı'nın işbirliğiyle hayata geçirilecek 'Balcı Kadınlar Projesi', Kars Kültür Evi'nde düzenlenen bir programla tanıtıldı. Programa; Kafkas Üniversitesi öğretim üyeleri, siyasi partilerin kadın kolları ile sivil toplum örgütü temsilcileri ve Proje Koordinatörü Müjgan Suver katıldı.

Projenin toplam bütçesinin 153 bin euro olduğunu ve bunun 15 bin euroluk kısmının Marmara Grubu Vakfı tarafından karşılandığını söyleyen Suver, "40 kadın girişimci için dört kriterimiz var. Genç kadınlar tercihimizdir. İkincisi, okuma-yazma bilmesi gerekiyor, arıcılığa meraklı olması ve arıcılık yapacak yerinin olması gerekiyor. Biz bu girişimci kadınlara önce teorik, daha sonra da pratik eğitim vereceğiz. Son aşamada da kovan ve arı desteği sunacağız. Bu 40 kadın meslek edinecek ve geçimlerini bağımsız olarak temin edecekler. Bu proje ile verilecek mesleki ve temel işletme eğitimleri ile kadınların istihdam edilebilirliğinin artırılması, kadın girişimciliğinin desteklenmesi kadının insan hakları eğitimleriyle kendilerine olan güvenlerinin artırılması yoluyla iş gücü piyasasının önündeki kültürel engelleri azaltmayı amaçlamaktayız." dedi.

Karslı Girişimci Balcı Kadınlar Projesi, kasım ayında başlayacak ve 1 yıl sürecek. Proje kapsamında 40 çekirdek arıcılık işletmesi kurulacak.

22 Şubat 2011 Salı

Bal ile ilgili bir araştırma


23 şubat 2011 Tarihli Takvim Gazetesi haberi
Balın bu faydasına şaşıracaksınız

(İÜ) Deney Hayvanları Üretim ve AraştırmaMerkezi'nde yapılan araştırma sonuçlarına göre, beyin kanaması geçiren hastaların tedavisinde ın iyileştirici etkisi olduğu bildirildi.

Merkezin Müdürü Prof. Dr. Yusuf Türköz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2006 yılında kurulan Deney Hayvanları Üretim veAraştırma Merkezi'nde önemli bilimsel araştırmalar yaptıklarını belirterek, bunlardan birinin de balın beyin kanamaları üzerindeki etkisi olduğunu söyledi.

Söz konusu araştırma kapsamında beyin kanaması geçiren deney hayvanları üzerinde balın etkilerini incelendiklerini kaydeden Prof. Dr. Türköz, ''Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre balın beyin kanamasında iyileştirici etkisi olduğu ortaya kondu. Balın beyinde meydana gelebilecek hasarları ortadan kaldırdığı tespit edildi'' dedi.

Tıp Fakültesi Beyin Cerrahi Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından yürütülen araştırma kapsamında 32 deney hayvanı kullandıklarınıifade eden Prof. Dr. Türköz, sözlerine şöyle devam etti:

''Fareler 4 gruba ayrıldı. Birinci gruba herhangi bir işlem yapılmadı. İkinci gruptakilerin 'suparognoid boşluğu'na kan verilerek beyin kanama modeli oluşturuldu. Üçüncü gruba doğal balın mum ektresi verildi. Çalışma 14 gün devam etti. Sonuçta anestezi yapılan hayvanlarda kan ve beyin numuneleri alınarak, patolojide incelendi. Beyin damarlarındaki değişiklikler ve beyin dokusundaki hasarlar takip edildi. Beyin kanaması olan hayvanlarda, beyin damarlarında ciddi olarak kasılma ve dolayısı ile beyin hasarı görüldü. Bal mumu ekstresi verilen grupta ise beyin damarı kasılmasının sağlıklıhayvanların seviyesine geldiğini gördük.''

Yusuf Türköz, bu araştırmanın sonuçlarının Avrupa'daki beyin cerrahisi konusunda prestijli bir dergi olarak bilinen ''Neurosurgery''de makale olarak da yayınlandığına işaret etti.

Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Merkezinde yılda 5 bin deney hayvanı üretiklerini ifade eden Türköz, şunları aktardı:

''Fare, sıçan ve tavşan üretiyoruz. Bu hayvanların 2 bin 500'ünü kendi araştırmalarımızda kullanıyoruz. Geriye kalan hayvanları Sivas, Erzurum, Tokat, Adıyaman, Kahramanmaraş, Kayseri gibi kentlerdeki araştırma merkezlerine destek olarak gönderiyoruz.''

Ürettikleri deney hayvanlarının hastalıktan arınmış olduğunu anlatan Türköz, bu hayvanların herhangi bir dış etkenden etkilenmediği için hastalık riski taşımadığını sözlerine ekledi

18 Şubat 2011 Cuma

ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİK YÖNETİMLERİNİN ÜYELERİNE KATKILARI

HEMEN HEMEN HER İLİMİZDE ARI YETİŞTİRİCİLER BİRLİĞİ KURULDU.
ARICILARIMIZ KENDİLERİNE HİZMET SAĞLAMAK AMACIYLA BİRLİK YÖNETİCİLERİNİ SEÇMEKTEDİRLER.
BİRLİK YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE YETERİNCE HİZMET VEREBİLİYOR MU?
BUNU SORGULAMAK GEREKİR.
BİRLİK SADECE 6 TL. KOVAN TEŞVİĞİNİN VERİLDİĞİ BİRİM Mİ OLACAK.
YOKSA YILDA BİR KAÇ KEZ ÜYELERİNE YÖNELİK EĞİTİM, SEMİNER, KONFERANS VEYA KURS DÜZENLEYEN HİZMET VEREN, İŞE YARAYAN BİRLİKLER Mİ OLACAK?
BİRLİK YÖNETİCİLERİ ÖZELLİKLE YURTDIŞINDAKİ ORGANİZASYONLAR DA ( FRANSA APİMONDİA , SLOVENYA, İSRAİL) GÖRDÜKLERİ YENİLİKLERİ, GELİŞMELERİ, YENİ ÜRÜNLERİ... ÜRETİCİLERİNİ TOPLAYIP ONLARA BU KONULARDA BİLGİ VERMEK GÖREVLERİ DEĞİL Mİ? YOKSA BOL BOL FOTOĞRAFLAR ÇEKİLEREK BUNLARI ÇEŞİTLİ YERLERDE YAYINLAYIP GÖSTERİŞ YAPMAK İÇİN Mİ GİDİLİYOR?
NİŞASTA BAZLI ŞEKERLER DEN BAL YAPILDIĞI KONUSU GÜNDEMDE.. EKRANLARDA BAL UCUZ İSE SORUN VAR DENİLMEKTE, HİÇ BİR TEPKİ YOK. NEDEN? YOKSA GERÇEK BÖYLE Mİ? DOĞRU ÜRETİCİLERE HAKSIZLIK YAPILMAKTA, BU KONUYA HANGİ BİRLİK TEPKİ GÖSTERDİ, ÜYELERİNİ KİM SAVUNDU?


'' Toplumun menfaatlerini, kişisel menfaatlerimizin üstünde görmeye başlarsak işte o zaman bir şeyler düzelmeye başlayacaktır.''

MONO SODYUM GLUTAMAT VE ZARARLI ETKİLERİ

MSG NEDİR?…

MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
MONO SODYUM GLUTAMAT
Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel
olarak algılanmasını sağlıyor.
Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda
üreticilerinin bir çoğu MSG’yi karlı olduğu için kullanıyorlar.
MSG ZARARLI MI ?
Buna okuduktan sonra siz karar verin.

Bu madde Nörotoksin.
Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve
buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SARA
(Epilepsi)
Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı)
Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite.
Büyüme hormonu baskılanması.
Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet.
Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.
Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki
bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği
CİPS’lerde çok kullanılmakta.
Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar,
renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.
Şimdi diyeceksiniz ki,
Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaet devleri
insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek,
çok daha büyümektir.
Bu mamuller, al benisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda
sunulur. Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça
rastlarsınız. Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de
beyinlerimize kazınır adeta. Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu
ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz. Mesela Cips.
Semt pazarlarında 3 kg. patatesi 1 ytl.ye alabilirsiniz. Oysa ki 50
gram CİPS 1 liradır. Yani 1 kg. Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında
bile değiliz. Olumsuz etkileri de cabası. Ya bu
mamulleri üretenler !….


Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik
ve doğaldır.
Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı?
Ben henüz rastlamadım.
Gelelim genel sağlık boyutuna;
Son 25 yıla dikkatle göz atacakolursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan
çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler,
çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12′sine
çıkması ve benzerleri.
Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.
Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da
madalyonun diğer karlı yüzüdür.
Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar
bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini
anlayabilenimiz var mı?
Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.
Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında
yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler.
Alıntı.google.