18 Şubat 2011 Cuma

ARI YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİK YÖNETİMLERİNİN ÜYELERİNE KATKILARI

HEMEN HEMEN HER İLİMİZDE ARI YETİŞTİRİCİLER BİRLİĞİ KURULDU.
ARICILARIMIZ KENDİLERİNE HİZMET SAĞLAMAK AMACIYLA BİRLİK YÖNETİCİLERİNİ SEÇMEKTEDİRLER.
BİRLİK YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE YETERİNCE HİZMET VEREBİLİYOR MU?
BUNU SORGULAMAK GEREKİR.
BİRLİK SADECE 6 TL. KOVAN TEŞVİĞİNİN VERİLDİĞİ BİRİM Mİ OLACAK.
YOKSA YILDA BİR KAÇ KEZ ÜYELERİNE YÖNELİK EĞİTİM, SEMİNER, KONFERANS VEYA KURS DÜZENLEYEN HİZMET VEREN, İŞE YARAYAN BİRLİKLER Mİ OLACAK?
BİRLİK YÖNETİCİLERİ ÖZELLİKLE YURTDIŞINDAKİ ORGANİZASYONLAR DA ( FRANSA APİMONDİA , SLOVENYA, İSRAİL) GÖRDÜKLERİ YENİLİKLERİ, GELİŞMELERİ, YENİ ÜRÜNLERİ... ÜRETİCİLERİNİ TOPLAYIP ONLARA BU KONULARDA BİLGİ VERMEK GÖREVLERİ DEĞİL Mİ? YOKSA BOL BOL FOTOĞRAFLAR ÇEKİLEREK BUNLARI ÇEŞİTLİ YERLERDE YAYINLAYIP GÖSTERİŞ YAPMAK İÇİN Mİ GİDİLİYOR?
NİŞASTA BAZLI ŞEKERLER DEN BAL YAPILDIĞI KONUSU GÜNDEMDE.. EKRANLARDA BAL UCUZ İSE SORUN VAR DENİLMEKTE, HİÇ BİR TEPKİ YOK. NEDEN? YOKSA GERÇEK BÖYLE Mİ? DOĞRU ÜRETİCİLERE HAKSIZLIK YAPILMAKTA, BU KONUYA HANGİ BİRLİK TEPKİ GÖSTERDİ, ÜYELERİNİ KİM SAVUNDU?


'' Toplumun menfaatlerini, kişisel menfaatlerimizin üstünde görmeye başlarsak işte o zaman bir şeyler düzelmeye başlayacaktır.''

MONO SODYUM GLUTAMAT VE ZARARLI ETKİLERİ

MSG NEDİR?…

MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
MONO SODYUM GLUTAMAT
Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel
olarak algılanmasını sağlıyor.
Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda
üreticilerinin bir çoğu MSG’yi karlı olduğu için kullanıyorlar.
MSG ZARARLI MI ?
Buna okuduktan sonra siz karar verin.

Bu madde Nörotoksin.
Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve
buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SARA
(Epilepsi)
Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı)
Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite.
Büyüme hormonu baskılanması.
Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet.
Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.
Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki
bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği
CİPS’lerde çok kullanılmakta.
Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar,
renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.
Şimdi diyeceksiniz ki,
Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaet devleri
insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek,
çok daha büyümektir.
Bu mamuller, al benisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda
sunulur. Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça
rastlarsınız. Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de
beyinlerimize kazınır adeta. Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu
ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz. Mesela Cips.
Semt pazarlarında 3 kg. patatesi 1 ytl.ye alabilirsiniz. Oysa ki 50
gram CİPS 1 liradır. Yani 1 kg. Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında
bile değiliz. Olumsuz etkileri de cabası. Ya bu
mamulleri üretenler !….


Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik
ve doğaldır.
Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı?
Ben henüz rastlamadım.
Gelelim genel sağlık boyutuna;
Son 25 yıla dikkatle göz atacakolursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan
çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler,
çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12′sine
çıkması ve benzerleri.
Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.
Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da
madalyonun diğer karlı yüzüdür.
Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar
bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini
anlayabilenimiz var mı?
Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.
Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında
yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler.
Alıntı.google.