3 Ağustos 2008 Pazar

YORUM

AVRUPA BİRLİĞİ – DÜNYA BANKASI- SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI – TARIM BAKANLIĞI – HÜKÜMETLER VE İŞADAMLARI TARAFINDAN FİNANSE EDİLEN SOSYAL AMAÇLI ARICILIK PROJELERİNE BAKIŞ AÇISI
Türkiye’nin en doğusundan en batısına en kuzeyinden en güneyine yaklaşık 10 yıldır çeşitli kuruşlarca desteklenen birçok projede arıcılık konusunda görev aldım. Vardığım netice; biz Türk milleti her her yerde aynı birbirimizden hiç farkımız yok, bir bölgeye gökten düşer gibi gidiyoruz, onlara eğitim veriyoruz ki ( bu eğitim en değerli ve en pahalı şeydir) bu yetmiyor yemeğini veriyoruz, yatacak yerini veriyoruz yetmiyor zaman zaman cebine para bile koyuyoruz, karşılıksız arılar malzemeler veriyoruz. Bu işleri yapmak için belli bir elemeye tabi tutuyoruz insanları bu insanlar projede yer almak için elinden geleni yaparlar, sonunda bir kısmı seçilir bir kısmı seçilemez çünkü projenin belli bir sayısı ve bütçesi vardır. Seçilemeyenler 1-2 ay neden seçilmedik diye dedikodular türetirler, bölgede huzur kaçırmaya çalışırlar. Ama aslında sorun seçilmeyenler değil seçilenler oluyor. Seçilenleri eğitiyorsunuz emek sarfediyorsunuz, arıcılıkla ilgili her şeyi anlatıyorsunuz daha sonra başınıza öğretmen kesiliyorlar ve sizden daha iyi bilir hale geliyorlar 2 günde, daha sonra bunlara arı veriyorsunuz başlarlar bu ne biçim arı, bu arı çok zayıf, bu arıda ne ırk böyle şikayet etmeye başlar aldığını geliştirme düzeltme yoluna gitmez (eğer dediği gibi olsa da) ve hakkı olmadığı halde hak iddia etmeye başlar. Anlayacağınız insanlarımızla çalışmak çok zor….bir de kamu kurumlarının bu projelere bir bakış açısı var evlere şenlik tam bir komedi, başta çok iyi davranırlar aslında amaçları ben bunlardan ne götürürüm hesabı içindeler, kimi bir eğitim salonunu vermek için bin yalan uydurur yok efendim o binayı yurt dışındaki üniversiteler talipmiş yok bizim proje ufakmış yok bizim insanımız için orası çok lüksmüş gerek yokmuş bunları söyleyen maalesef bir daire amiri, halbuki o yerler bu insanlar için yapılmıştı güya, eğitim bitti neredeyse proje bitecek binaya bir kuş bile gelmedi, yazıklar olsun böyle zihniyete,, aslında kendilerinden başka bir şey düşündükleri yok kimi projeksiyon cihazı ister bir eğitim salonu için, kimi bana da arı kovanı der, kimi kitap ister beleş, kimi projede kullanılan malzemelere göz diker halbuki bilmez ki bunlar gökten gelmiyor ve kimse kimseye havadan bir şey vermiyor hele AB hiç vermez, vakıflar dernekler hiç ama hiç vermez……işinize takoz koymak için varolan bir hastalığı siz geldikten sonra ortaya çıkarırlar. ..aslında olan ülkeye oluyor, ülkenin zenginliklerine oluyor…dinamiklerine, gençlerine, çalışan üreten insanına oluyor. 1998 yılından beri bir idealim var. Teknik arıcılığı geliştirip yaygınlaştırmak hatta bu konuda dernek bile kurdum, hep bu amaç için sosyal amaçlı projelerde çalıştım, insanı bıktırıyorlar. Ve zamanla anlıyorsunuz ki değmiyor diyorsunuz...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sayın balkaya
bu konuda çok haklısınız
insan bazen kızınca
yurdumun insanı bişeye layık değil diye düşünüyorum
ama sonra çark ediyorum
genede iyimser olmalı
bu arada benim başıma gelenlerde tam anlattıklarına benziyor
ne yapalım çalışanı sevmiyor
kimse memlekette yatana daha değer veriyorlar
başarılar kolay gelsin